HAKKIMDA
KİŞİSEL MEKAN TASARLAMA, MEDYA UZMANINIZLA TANIŞIN

BİYOGRAFİ
Mimar Selim Yuhay, 23 Mayıs 1972’de İstanbul Şişli’de doğdu. Mimarlık eğitimini tamamladıktan sonra, mekan tasarımında insan odaklı ve duygusal dokunuşları ön planda tutarak özgün projelere imza attı. Yıllar içinde, tasarımlarında sadece estetik değil, fonksiyonellik ve duygusal bağ da kurarak mekanları yaşanabilir kılmayı amaçladı. “Sade Olsun” ve “Son Dokunuşlar” gibi mottolarıyla tanınan Yuhay, tasarımlarında yalınlığın gücünü ve küçük dokunuşların büyük değişimler yaratabileceğini vurguluyor.
Televizyon programları, sosyal projeler ve mimarlık alanındaki girişimleriyle geniş kitlelere ilham veren Selim Yuhay, tasarımlarında insanların yaşamlarını kolaylaştırmayı ve güzelleştirmeyi hedefliyor. Aynı zamanda girişimcilik ruhuyla Global Architect Team (GAT) gibi uluslararası projeler geliştirerek, genç mimarlara fırsatlar sunuyor. Hayatı boyunca, her mekanın bir hikayesi olduğuna ve doğru tasarımın insanın ruhunu beslediğine inanıyor.
MİSYONU
Mimarlık sadece binalar inşa etmek değil, insanların yaşamlarına dokunarak onlara huzurlu, konforlu ve anlamlı mekanlar sunmaktır. Selim Yuhay, her projesinde mekanların sadece fiziksel yapılar değil, içinde yaşayanların ruhunu yansıtan, onların hikayelerine ev sahipliği yapan alanlar olması gerektiğine inanır. Bu yüzden tasarımlarında estetik, fonksiyonellik ve duygusal bağ kurmayı ön planda tutarak, her detayı insan odaklı düşünür. Onun için her mekan, insanın karakteriyle bütünleşmeli ve ona ilham vermelidir.
Girişimci ruhuyla sadece bireysel projeler değil, genç mimarlar ve tasarımcılar için de yeni fırsatlar yaratmayı amaçlayan Selim Yuhay, Global Architect Team (GAT) gibi projelerle genç yeteneklere rehberlik etmektedir. Onun misyonu, mimarlık aracılığıyla yaşamları güzelleştirmek, şehirleri daha yaşanabilir hale getirmek ve insanlara sadece barınacak değil, aidiyet hissedecekleri mekanlar sunmaktır. Çünkü ona göre, mekanlar sadece tasarlanmaz, hissedilir.
YUHAY METODU
Selim Yuhay’ın tasarım metodu, insan odaklı, işlevsel ve duygusal bağ kuran mekanlar yaratmaya dayanır. Öncelikle, her mekanın içinde yaşayan veya vakit geçiren insanların ihtiyaçlarını, alışkanlıklarını ve duygularını anlamak temel prensibidir. Tasarımlarında “Sade Olsun” yaklaşımıyla gereksiz karmaşıklıktan kaçınarak, yalın ama güçlü dokunuşlarla mekanın ruhunu oluşturur. Renk, ışık, doku ve malzeme seçimi gibi detayları titizlikle ele alarak, mekanın sadece görsel olarak değil, atmosfer ve enerji açısından da dengeli olmasını sağlar.
Bir diğer önemli metodolojisi ise “Son Dokunuşlar” anlayışıdır. Mekanı tamamlayan detayların, tasarımın en kritik unsurlarından biri olduğuna inanır. Doğru aksesuarlar, kişisel dokunuşlar ve mekânın kullanıcıya özel hissettirilmesi, onun projelerinde vazgeçilmez bir unsurdur. Ayrıca, teknolojiyi ve yenilikçi malzemeleri projelerine entegre ederek, sürdürülebilir ve zamansız mekanlar yaratmayı hedefler. Mimarlık yaklaşımında sadece tasarım yapmak değil, yaşanabilir ve ilham veren alanlar oluşturmak esastır.




