Selim Yuhay

Bir mekan sadece dört duvardan ibaret değildir; içinde yaşayan insanların hikayelerini, duygularını ve anılarını barındırır. Benim için mimarlık, mekanlara bir ruh kazandırmak, onları insanlarla bütünleştirmek demektir. Doğru tasarlanmış bir mekan, insanın huzur bulduğu, kendini ait hissettiği bir yuvaya dönüşür. Çünkü mekanlar, içinde yaşanmışlıklarla anlam kazanır.

Sadelik, her zaman gücünü gösterir. Gereksiz detaylarla yorulmuş bir mekan yerine, insanın ruhuna dokunan, amacına hizmet eden ve özgünlüğünü koruyan bir tasarım benim için her zaman önceliklidir. “Sade Olsun” sadece bir söz değil, benim tasarım anlayışımın temelidir. Az ama etkili dokunuşlarla, mekanlarda zamanın ötesinde bir estetik yaratmak en büyük hedefimdir.

Mimarlık, bir iz bırakma sanatıdır. Bir mekanın içinde yapılan her dokunuş, o mekanda yaşayan insanların hayatlarına küçük ya da büyük bir etki bırakır. “Son Dokunuşlar” dediğim şey, sadece bir tasarımın tamamlanması değil, insanların hislerine dokunan ve onlara unutulmaz anlar yaşatan son detaylardır. Her projeye, insanlara ilham veren ve hayatlarını güzelleştiren bir hikâye bırakmayı amaçlıyorum.